İçimdeki seyahat aşkı ne zaman başladı bilmiyorum, ancak izlediğim filmlerin beni nasıl gaza getirdiğini, ilham verdiğini gayet iyi biliyorum. Yola çıkamadığım ve açıkcası biraz da cesaret toplamaya çalıştığım dönemde, özellikle gerçek hikayelerden oluşan seyahat filmlerini defalarca izlerdim. Malum gündemimiz korona virüsü ve karantina iken, hepimiz filmlere ve kitaplara sarıldık. Ben de bir zamanlar cesaretimi toplamaya çalışırken, kimi zaman güçlü kadın figürleriyle, kimi zaman doğa betimlemeleriyle beni heyecanlandıran filmlerin listesiniz sizlerle de paylaşmak istedim. Unutmayın, bazen her şey bir filmle başlar!
1.WILD
Bu filmin yeri bende çok ayrı. O yüzden affınıza sığınarak listemin başında taçlandırmak istedim. Özellikle Likya yolu yürüyüşümden önce, ilk başta kitabını okuyup, ardından da filmini izlemiştim. Filmin konusuna değinecek olursak; yaşadığı kötü olaylardan sonra, zorlu bir yürüyüş rotasını tamamlamaya çalışan başrol karakterimiz; bu yol boyunca hem acılarıyla yüzleşir, hem de kendini bulmaya çalışır.
En sevdiğim yol filmlerinden biri olan Wild, gerçek hikaye olmasıyla da seyircide ayrı bir tat bırakır. Bulabilirseniz, kitabını okumanızı tavsiye ederim, şayet son dönemlerde piyasada olmadığını duydum.
2. BEFORE SUNRISE-SUNSET-MIDNIGHT
Ya hayatınızın aşkıyla yolda karşılaşırsanız? Trenden inip onunla gider misiniz, yoksa kendi yolunuza mı devam edersiniz?
9 yıl aralıklarla çekilmiş ”Before” üçlemesi; hayata, ilişkilere ve topluma dair güzel diyaloglarıyla kalbimde yer edinmiştir. Naif ve sade hikayesiyle aşkın basitliği aynı zamanda karmaşıklığı anlatan bu üçleme, her zaman en sevdiğim filmler arasında adını kalbime yazdırdı:)
Ayrıca bu filme bir teşekkür borçluyum. Viyana ve Paris’i anlamlı kıldığı için <3
3.Eat, Pray, Love
Uzun bir süre popüler olmasından dolayı izlemediğim, izledikten sonra da çok sevdiğim ve izlemeyerek ne saçma hareketler yapmışım dediğim film. Yine kitabı daha güzel olan filmlerden ve gerçek bir hikaye. Bir kadının İtalya, Hindistan, Bali yolculuğunu ve seyahatle kendini keşfetme süreçleri anlatan ve size ilham verecek filmlerden biri.
Spoiler: Neden bilmiyorum ama Hindistan’da eski kocasıyla yüzleştiği ve dans ettiği sahneyi çok seviyorum. Belki de önümüze bakabilmenin ilk adımının, affetmek olduğunu hatırlattığı içindir. Neil Young Harvest Moon dinlediğim her an bu sahne geliyor aklıma ve huzur veriyor.
4. THE MOTORCYCLE DIARIES
Güney Amerika’ya gitmeden önce izlediğim ve gittiğim yerleri anlamlaştıran, Che Guevara’nın gençlik yıllarında ve Güney Amerika’da ekonomik ve sosyal problemleri anlatan çarpıcı bir film. Che Guevara’nın yaptığı seyahatten ne kadar etkilendiğini ve hayatını nasıl değiştirdiğini göreceksiniz.
5. TRACKS
Gerçek bir hikaye, aşılması gereken bir çöl ve güçlü bir kadın. Kimilerine sıkıcı gelse de benim en sevdiğim filmler arasında. Dört deve ve bir köpekle 3000 km’lik bir çölü geçen soluksuz bir hikaye.
Bazen yolda olman gerekir, nedenini kimseye açıklayamazsın ya, öyle işte…
Spoiler: Sondaki okyanusla buluşma sahnesi diyorum başka da bir şey demiyorum. O sahne, filmdeki birçok sorunun cevabını veriyor…
6. THE BEACH
Amerikalı bir gencin, modern toplumdan bir süreliğine uzaklaşma ihtiyacı ile başlayan Tayland yolculuğunun, hiç kimsenin bilmediği bir adaya gitme serüveniyle birleşmesi ve sonra başına gelen ilginç olayları anlatan bir film.
İzledikten sonra filmin çekildiği Phi Phi adasına gittiğimde, kendimi filmin içindeymiş gibi hissetmiştim. Ve böylece hayatımın en unutulmaz anlarından birini de yaşamış oldum.
7. INTO THE WILD
Biliyorum hepiniz listenin en başında bu filmi aradınız. Malum artık herkes biliyor diye, ben de diğer filmlere öncelik vermek istedim:) Bu filmin bendeki özgürlük hissini kelimelere sığdıramam sanırım. Tabii etkileyici bir hikayesi olduğu kadar, Eeddie Vedder’ın film için bestelediği şarkıların da hakkını vermek lazım. Filmin konusunu anlatmayacağım, zira yol tutkusu olan herkesin şiddetle izlemesini tavsiye ediyorum.
Bu arada ben yine kitabını okuyanlardanım; ancak kitap filmiyle aynı doğrultuda gitmiyor, kitapta daha çok doğada yaşam tasvir ediliyor.
8. MIDNIGHT IN PARIS
Tam olarak bir seyahat filmi sayılır mı bilemedim; ancak listemdeki en güzel filmlerden birisi olur kendileri. Eğer canınız biraz sıkkınsa ve kendinizi iyi hissettirecek bir film arıyorsanız, kesinlikle Midnight In Paris’i öneriyorum. Bir hikayesine yoğunlaşan Gil, evlilik öncesi nişanlısı ile Paris’e gider ve kendini bir anda her zaman gitmek istediği bir dönemde, 1920’li yıllarda bulur. Üstelik Hemingway, Picasso gibi bir sürü sanatçıyla da vakit geçirme fırsatı yakalamıştır. İleride Paris’e gitmeyi planlayanlara, ilk önerim, bu filmi tavsiye etmek olacak <3
9. AMERICAN HONEY
Seyahatten gelir gelmez izlediğim için mi bu kadar etkilendim yoksa duyguları bu kadar iyi yansıttığı için mi bilmiyorum. Belki de ”Amerikan Rüyasını” kıtayı baştan sona seyahat ederek, hayatın tüm gerçekliğiyle ve hayatta kalmanın zorluğuyla anlattığı için sevdim.
Aşk, yol, tutkuyla hayattaki amaçlarını arayan bir grup gencin, muhteşem müziklerle beslenen hikayesi…
10. Under The Tuscan Sun
Bu da aslında yoldan çok bir yolculuk filmi. Zaten yol da, o yolculuklarla anlamlı olmuyor mu? Neyse şimdi bunun felsefesine girmeyeceğim:) Film, yaşadığı kötü bir boşanma sebebiyle 1 haftalığına İtalya tatiline giden bir yazarın, yolda değişen kararları ile Toskana’ya yerleşmesini ve yeni bir hayata başlamasını konu alıyor.
Hiçbir şeyin kolay olmadığı gibi, zor bir dönemi bambaşka coğrafyada aşmaya çalışan ve güçlenen bir kadının, muhteşem Toskana manzaralarında anlatılan hikayesine tanık olacaksınız. Aynı zamanda kendinizi iyi hissedeceğiniz filmlerin arasında!
Evet, bunlar en sevdiklerim. Bunların yanında, On The Road (kitabındaki tadı bulamamıştım ama belki siz seversiniz), Thelma and Louise, One Week, Seven Years in Tibet, Little Miss Sunshine filmlerini de eklemeden listeyi kapatmayalım.
Malum bu aralar pek vaktimiz var, hazır karantinadan dolayı dışarı da çıkamıyoruz, en azından oturduğumuz yerden gezelim! Hepinize şimdiden iyi seyirler dilerim.
Into the Wild der susarım usulca! 🙂
LEONARDO DİCAPRİO’DAN AMERİKALI GENÇ DİYE BAHSETMEK DAHA COOL BİR HAREKET GÖRMEDİM??